Thursday, October 24, 2013

Hüzün


 Bedenim, ruhum sevmez aslında hüznü. Hüzün için yaratılmamışım ben. Hangimiz hüzün için yaratıldık desenize bana? Hiç birimiz desem ya bende size? Ama ben gülümserim hep minik minik, büyük büyük, dev dev... Gülümserim ben hep. Çünkü tek sığınağım ve tek inancım ayna da gördüğüm bendir, benliğimdir. Eğer hüzün kaplarsa bedenimi, ruhumu, benliğimi kaybederim. Kaybetmek için yaratılmamışım ben. Hangimiz kaybetmek için yaratıldık desenize bana? Hiç birimiz desem ya bende size? Yorgun bedenim, yorgun ruhum nedensiz ya da bir çok nedeni var. Sorgusuz kabul ediyorum yorgunluğu. Hak veriyorum. Dinliyorum onu, nasıl istersen öyle olsun diyorum. Hüzünse hüzün, tebessümse tebessüm... Hüznü seçiyor bu gece. Dev gibi bir hüznü. Ona hiç yakışmayan o hüznü ve ben saygı duyuyorum ona. Kulak veriyorum acısına. Kulak veriyorum özlem duygusunun onda yarattığı bu dev acıya... 

 Hadi siz de kulak verin bu gece. Bırakın, güçsüzleşin, teslim olun benliğinize, izin verin. Hüzünse hüzün, tebessümse tebessüm... Suya bırakın herşeyi, zamana bırakın hepsini, gökyüzüne bırakın... Sadece bırakın. İnanın rüzgardır sizi taşıyacak olan. Siz farketmesenizde kendi rüzgarınız sizi taşıyacak olan. Yine sizsiniz her şeyi geride bırakıp ayakta durucak olan; ama bırakın bu gece her ne istiyorsa bedeniniz o sarsın sizi. Benim ki hüzün. Bu gece hüzün. Benim ki bu gece hüzün...