Sunday, January 27, 2013

Chez moi

Tanımadığım bir odadan, tanımadığım bir dilde gelen konuşmalar bana huzur verip uyumama yardımcı oluyorsa, ben yalnızım...


Friday, January 25, 2013

Les antiquites

İsin en ilginç kısmı su an da bu postu dersten yapıyorum. Ve basıma gelen en kötü sey slaytlarda resimler var ve hocamız durmadan anlatıyor ve ben anlıyormuş gibi arada onun suratına ve slayta bakıyorum. İçler acısı :) en azından artık Fransa'da ulusal antika yı anlattığının farkındayım :) ve isin en tatlı kısmı da yaşadığım rahatlık... Çarşamba gunu ilk dersime girdim ve sevgili hocam nerdeyse bana sadece derse gel, dinle anlamaya çalış hepsi bu dedi. Bu durumda teşekkürler alexis. Perşembe gunu sabah dersim arkeometriydi ve hocam yine genc bir İngilizce konuşan ve ingilizce kaynakça verendi. Saat 10 da ki dersimin hocası ise beni benden aldı! Bize vereceği makale calisma ve sunma ödevi sırasında konular arasında Türkiye den izmir, hieropolis ve nysa da vardı. Siniftakilere izmiri o kadar güzel anlattı ki! İki kültürün birleştiği, etrafında bir sürü antik kent olan güzel bir kent... Ve sonra sordu izmirin antik ismini hatırlıyor musun diye gururla smyrna dedim ve orada yaşadığımı söyledim. O da cok şanslı olduğumdan bahsetti. Sansliydim... Ardından minik basit bir Exposé aldım ondan ve fransızca yapacagım sunumum Şubat'ın 28 inde. Öğleden sonra ki ders ise anlaması cok zor bir ortaçağ dersiydi. Ondan alacağım Exposé de Türkiye ile ilgili olacak! Ve bugun ki ders ise ao! İsin en komik kısmı suratıma bakıp anlatması ve basımı sallamam :) sanırım artık bekle beni Paris!

Bugun Bordeaux ya çığ düşmüş ben kar sanmıştım. Okulda edindiğim arkadaslarım ise beni duzeltip onun kar olamadığını söylediler. Sanırım okuldan kızlarla yavaş yavaş arkadaşlık etmeye başlıyorum.


A demain...

Sunday, January 20, 2013

Faire la cuisine, faire la cuisine et faire la cuisine!

Ya Fransız mutfağını henüz kesfedemedim ya da bu mutfak bana ağır geliyor. O yüzden her gün en lokum seylerden birini yapıp kendime yemek hazırlıyorum. Kim demiş turk kahvaltısını çok özledim diye otur hazırla! Kim demiş sebze istiyorum otur yap! 

Ağır tatlılar arasından kendime uygun ve hafif bulduğum eclair ve moelleux chocolat tatlı konusunda hayatımı kolaylaştırıyor. Sizin anlayacağınız buseto yine busetologunu yapıyor ve yeme alışkanlıklarından ve düzeninden vazgeçemiyor! Ama yine de biraz Fransız mutfağına adapte olsam iyi olacak ( tatlılar hariç ) :)

Mutlu pazarlar...

être heureux...


Saturday, January 19, 2013

tout est nouveau

Doğru... Benim için her sey yeni burda. Yeni bir sehri keşfetmek, durmadan fransızca konuşmak zorunda olmak, tanımadığım insanlarla beraber yasamak, yalnız olmak, marketten her gün alışveriş yaparken yarın ne pisirecegimi düşünmek, korkmak, uyurken kapının altından sızan ışığa bakmak, sevdiğim insanlara camın arkasından bakıp sarilamamak, yeni bir hayat kurmaya çalışmak ama geçici bir hayat... 

Bu sehir hep yağmurlu hep ama yinede guzel.Eski, bakımlı, zarif ve Fransız...

Mais tout est nouveau pour moi. 


Thursday, January 17, 2013

Wednesday, January 16, 2013

La patisserie et Paul

Veeee bugun günlerden yine Paul. Aslına bakarsanız paul da ki herseyin çok güzel oldugunu söylemek zor, hatta tatlılar için oldukça ağır terimini bile kullanabiliriz. 2 gün önce aldığım çilekli tartı tereyağı aromasından yiyemedim ama dun aldığım moelleux chocolat oldukça güzeldi. Sanırım deneye deneye aralarından minik ve hos olanları zamanla sececeğim. Fransız tatlıları her ne kadar dillere destan olsa da bana gore inanın çok ağırlar ve benim gibi bir damak zevkiniz ve alışkanlıklarınız varsa kabullenmek çok zor! Bir çok seyde milfoy ve tereyağı kullanıyorlar. Tatlı anlayışları biraz farklı. İsin en güzel kısmı ise burda bir pastacilik kursu buldum. Onlara pasta nasıl yapılır öğretmeliyim. Karşınızda Paul dan bazı tatlılar...

Devamı gelecek,,.

Bises 



Tuesday, January 15, 2013

Le pain et Paul

Fransızların ekmek ile olan iliskisini anlayabilmek gercekten zor. O kadar çok ekmek, o kadar çok çeşit... Ama sanırım en güzelleri Paul da! Bir çok yerde karşınıza çıkabilecek bir firin burası. Havaalanlarında, alışveriş merkezlerinde, sokak aralarında... Lezzetli ekmekleri, tatlıları, sandviçleri, macaronlari var. Artık ekmeklerimi hep oradan alıyorum. Ve Fransızların neden zayıf oldugunu o sırf kabuk olan leziz ekmekleri yerken bir daha keşfediyorum. Bugun size ekmekleri ile ilgili bir post yapıyorum. Çok yakında tatlılarından da bahsedeceğim. Dun aldığım çilekli tart açıkcası bana biraz ağır geldi. Oldukça çok tereyağı kullanılmıştı. O yüzden bir tarttan alınan tek bir çatal fazlasıyla yeterli. Ya da en iyisi hala reyhanın ki. Paul Paul Paul! 


Le Jolie pain! 
Le delicieux pain! 
Le pain de Buseto ou le pain de Paul! 
Laissez tombez et mange ;)


Bises a Bordeaux