Monday, August 25, 2014

Fesleğen


Yeni kelimeler, yeni laflar eklenirdi hayatımıza. Zamansız günlerin, zamansız hislerin lafları. Veda değil diye fısıldardı insan, birdaha ki sefere kadar derdi. Bazen fısıldamasa da öyle bakardı. Küçük olan Dünya'da birdaha ki sefere karşılaşıncaya dek, gelecek sefere aynı fesleğen tomarının üzerinde..

Tuesday, August 19, 2014

kendim


Ve ben bazen kendime tahamül edemiyorum. Bunu ilk olarak bir replikte duyduğumda fark ettim. Kendine tahamül edememek. Farklı bir yaklaşımı vardı, kendini sevmemekten daha farklı. Her yerde benimleyim demişti. Her yerde beraberiz. Ne kadar da doğruydu! Düşünüyorum da; beraber yemek yiyoruz, beraber uyuyoruz, aynaya beraber bakıyoruz ve yine bizi görüyoruz, beraber izliyoruz filmleri, beraber diş fırçalıyoruz, market arabasını beraber sürüyoruz, beraber pişiriyoruz, kitap okurken bile benimle! Sanki her şeye müdahale eder gibi. Ve bir an duruyorum, bugün yok olmalı diyorum. Bugün aynaya bakmamalıyım, baksam bile görmemeliyim. Bazen o kadar rahatsız edici ki, onu susturamıyorum. Anda kalmama izin vermiyor. Her saniye benimle, bunca yıldır benimle. Sanırım en çok başka bir diyarda, başka bir dili konuşurken ve başka insanların arasında yok olurken, yok edebiliyorum onu. Bu sevmemek değil. Farklı bir yaklaşımı vardı onun, kendini sevmemekten farklı. Sanırım o sadece, arada hiç olmak istiyordu.  




Sunday, August 17, 2014


Yolumuz açık olsun istemiştim oysa ki; yolumuz açık olsun ya da olmasın, kendi yolumuzu çizdikten sonra mutlu olucaktık.