Wednesday, January 29, 2014

mavi gökyüzü


Gitmek asla kolay değildir, asla ve giden bir çok yeni şey bulurken bir çok şeyi de kaçırır aslında. Giden bilmelidir gitmenin nasıl büyük bir özgürlük olduğunu, belki hayaller ve yeni umutlar olduğunu ama giden yine bilmelidir her adımın, her anın, her saniyenin nasıl da uzak olduğunu. Giden kaçırır yaşantısında ki o tatlı anları, bazen canından parçaları ama giden yeni tatlı anlar da katar hayatına yepyeni can parçaları. Giden için zordur neden sorusuna cevap vermek, giden için çok zordur o minik canavarların büyüyüşünü camın arkasından izlemek, giden için zordur sevdiklerini arkasında bırakmak belki de en çok unutulma endişesi taşımak. Gitmek bazen yalnızlığı kabullenmektir aslında bazen tek başına ağlamak, bazen tek başına gülmek ve bazen tek kişilik yemekler yapmak. Giden için en zoru ona bakan bir o kadar gurur dolu bir o kadar yaşlı gözlerdir aslında. Giden için en zoru, gitmektir aslında. Hayat kararlardan ibaretti büyük yolun ayrımlarında ki o küçük yollardan. Giden biliyor belki asla dönmeyeceğini ya da döndüğünde asla bıraktığını bulamayacağını, giden biliyor geri de bir sürü yeni hikaye ile dönüp anlatırken yabancı kalacağını. Gitmek özlemektir, korkmaktır, ağlamaktır, bırakmaktır, kaçmaktır, yorulmaktır, nefes almak ve bazen alamamaktır, koşmak bazen kahkalar atmaktır ama gitmek en çok inanmaktır. Gitmek masmavi parlak bir gökyüzünün altında yatıp uzanmaya inanmaktır. Giden bilir korkar ama giden inanır. Buse hep usulca mavi gökyüzüne inanır. O uzak gökyüzünün altında gözlerimi kısıp dudaklarımı düzleştirip gülümsemek dileğiyle.

Buse