Tuesday, April 15, 2014

Çan


Binmişim feribota almışım soluğu Tenedos da. Denizin dalgası bile huzur vermiş hemen bana. Hava serin, sessiz daha ortalık; çekilen onca insan çekildikleri yerlerdeler hala. Soluğu hemen o minik bağ evinde almışım. Sırt çantam var sadece, bir kaç parça yeter demişim, çıkıp bağlarda gezmişim ah ne çok var daha bozuma diyip iç geçirmişim. Minik evin sahipleri kendi şaraplarını ikram etmiş sevmemiş ama yine de sevmiş gibi yapmayı görev bilmişim. Sandala inmişim gece hep incesaz çalar ya orda, şarabımla eşlik etmişim. Sabah kahvaltımı sanki sadece zeytin yemek için etmişim. Atlamışım eski gıcır gıcır sesler çıkaran o bisiklete, kitapçının yolunu tutmuşum. Günaydın demiş hemen ardından da her beğendiğim rafın önüne kurmuşum bağdaşımı. Sonra çıkmışım kitapların arasından kendi kitaplarımla, çan kulesine doğru yol almışım. Vardığımda bisikleti yanaştırmak bir yana dursun yolun ortasına fırlatmışım. Kimse görmez ama olurda görür ya etrafa bakınmışım. Çıktığım yeri sevmiş, okumuş, bakınmış hatta biraz da uyuklamışım. Çocukların bağrışları uyandırmış beni, kendimi aşağıya bırakmışım. Bağ evi yemeklerinde kaybolmuş, soluğu ayazmada almışım. Aman! diyip yıldızlarla uyuyakalmışım. Günler geçmiş gitmiş.. Alışmışım.. Çok sevdiğim çan kulesinin çan sesiyle uyanmışım..