Wednesday, May 7, 2014

Mum


Ve sanki, hayatımı oturmuş dışarıdan izleyen bir göz gibiydim. Hani bazen güzel bir kahve içmektir amacınız ve kurulmuşsunuzdur ya yol kenarında ki masaya. Biraz gazete kurcalamak varken dalarsınız ya insanlara. Bakarsınız, müdahale etmez görürüsünüz. Anlayamaz ama yargılarsınız. İşte öylece dik dik, sıcak ya da soğuk ya da sadece anlamsız bakarsınız. Ve nedense sanki bu kadar çok şey yapmaya çalışıp bir sayfayı çevirmeye çalışırken tüm bunlara dışarıdan bakan bir ben var burda. Oturmuş hayatım dediği yolun kenarına, öylece bakıyorum. Biraz yoğun belki han bu aralar. Gelen, giden, yaşanan, yaşanmayan, yaşanması planlanan... Bakıyorum. Yuvarlak gözlüklerimi takıyorum arada güneş çok yoğun. Bazı günler kapşonumu geçiriyorum başıma hava çok soğuk. Bazense öyle durağan ki kendi nefesimden medet umuyorum. Kitap okuyorum, bağdaş kuruyorum, mum aranıyorum. Nedense yürümektense biraz ağacın altına sığınıp dinlenmeyi istiyorum. Biliyorum yürümeye başladığım an yine her şey düzelicek. Ama bu gece yine mum aranıyorum. Mum seviyorum.

Buse