Thursday, January 1, 2015

Duvara yaslanmak

Odanın köşesinde buldum kendimi sabah. Bazen duvarlara sırtımı dayamayı seviyorum. Daha güvende hissediyorum öyle. Üzüldüğüm ya da korktuğum gecelerde de yastıklar sıralım arkama, biri var gibi sanki. Yaslanmışım gibi. Korkmam öyle. Koştum sabah sonra oturdum yoruldum. Yeni yıl sabahı kim olur ki sokakta. Her ev benim evim gibiydi. Herkes gecenin anlamlı ya da anlamsız yorgunluğunda uyuyordu. Kim ben ki yaslansın duvara bugünde. Yağmur var üç gündür dinmiyor mübarek. Hal kalmadı biz de. Yarda iman kalmadı. Yağıyor çıldırmış gibi. Soğuk, soğuk gelmiyor artık bana buralarda. İnce çıktım sokağa. Hadi dedim geçti koşalım. Ben koşarım. Bir an da korktum heralde. Oturdum bulduğum ilk yükseltiye. Sessizce başladığım ağlamam, yüksek çığlıklı bir hal aldı etrafta kimseyi görmeyince. Her şeye ağladım Olric. Her şeye ağladım. Öyle böyle değil bağıra bağıra ağladım. Can çıkıyor gibi ağladım, kolum  bacağım kopuyormuş gibi ağladım. Durdum çıktım yerleşik güzergahım bedenimden kendime baktım. Kırıldım. Kendime çok kırıldım Olric. Yanaştım yanıma oturdum. Biraz dizimi biraz ensemi okşadım. Ensem okşansın çok severim bilir misin Olric. Bazen korktuğumda ensemden tuttururdum kendimi. Kedi miyim köpek miyim ben. Neyim ki! Severdim işte Olric. Sonra kalktım koşmaya devam ettim. Makul bir noktada nefes aldım. Balığı ekmeye katmaya karar verdim. Kim katardı balığı ekmeğe yeni yıl sabahında. Ben kattım Olric. Bileklerime kadar limona bulanınca az biraz yine sevdim kendimi. Düz gülümsedim. Geçicek dedim. Söz verdim. Yeni yıldan duvara yaslanmamayı diledim Olric, arkama yastık olmasın diye diledim.