Tuesday, February 10, 2015

Uzak bir köşede bıraktığım bir gülümsemenin bazen beni bulduğuna inanıyorum. Bir kahvede bir köpükte bırakmışım belki, en fazla kahve köpüğünü parmaklayarak yemeyi severim ben ve tam o anda şaşkın bir utançla hiç tanımadığım bir yabancıya yakalanırım. Mahçup gülümserim. O masaya bir düz gülümseme bırakırım. Ya da koşarken bir sincapla karşılaşırım, aslında ne kadar da fareye benzediğini tartışırken içimden yine de düz dudaklarla bakarım. Her yere bir gülümseme bırakırım. Her toprağa. Her anıya. Her zaman mutlu değildir gülümsemelerim bazen sakindirler, anlamlı ya da anlamsız. Nişanyana kar yağmış. Çatılarını gördüm beyaz beyaz mürver şuruplu evlerin. Kendi karlarımın içinden bakarken onlara düz bir gülümseme yakaladı beni. Bir zamanlar mürver şuruplu bir evde huzurluymuş gülümsemelerim. Nar zamanıydı, nar suyu içememiştim lakin bir mürver şuruplu evden muskat almıştım. Velhasl işte mürver şuruplu evlere kar yağmış..