Thursday, January 23, 2014

Biraz fazla zeytinağacı


 Hayattan ne beklediğimi sorduklarında, usulca biraz zeytinağacı demek istedim ya da biraz fazla zeytinağacı, biraz uzanmak için yeşillik demek istedim üstümde bulutları görebileceğim bir açıklık, içerde kocaman bir mutfak demek istedim kokuların yükseldiği, sonra ortasında bir kuzine belki diye ekledim, bir oda dolusu kitap demek istedim okumaya ömrümün yetmeyeceği kadar çok dedim, chopin çalsın istedim her yerde biraz minik minik çalsın istedim, eşyaları ben yaratmış olmak istedim her birine içimden bir busenin dokunmuş olmasını diledim, biraz yakına kaçmak için eski bir bisiklet biraz daha uzağa kaçmak için eski bir araba istedim yeni değil diye belirttim, dolapta hep iyi bir kahve olsun istedim kavanozda ise hep eşlik edicek olan kurabiyeler dedim, minik bir golden istedim; evet eve girip çıkmasını da diledim, çok fazla cup sahibi olmak istedim bir dolap dolusu cup istedim, hep bir mum yansın istedim bazen alevine dalmayı ve hayal etmeyi diledim, bazen rüzgar; yağmur; kuş ya da su sesi duymak istedim, bazense sadece balık kokusu duymayı diledim, bazı günler o şarabı koklamak ve anlamakla uğraşıcam derken içmeyi unutup bunu da farkedip kahkahalar atmak istedim, kendi minik taştan yerimde pişirdiğim her şeyin kendi minik çevremden gelmesini diledim ama bu fikri bir fransız hocamdan çaldığımı da itiraf ettim ama en çok zeytinağaçlarını istedim çok istedim. Hayattan ne beklediğimi sorduklarında hepsini sığdırdım, gülümsedim ve tam da böyle gülümsemek dedim.