Friday, March 7, 2014

Buruk


Ufaktım oldukça ufak, yeni doğmuştum daha, 23 yıl olmuş. Dağdan bir parça almıştı dedem. Evet gerçektende dağdan bir parça. Yıllar içinde işlemişti o dağın ona ait parçasını. Yollar yapmıştı minik taşlardan, kestaneler ve cevizler sonra yüzlerce hem de; gölgesinde oynamıştık, sabah çıkar hava kararınca girerdik eve yolda bulduklarımızı atıştırırdık, İbrahim abinin bekçi evinin önünde ki o minik elma ağacını bir günde bomboş dallarla bırakırdık, toz toprak olurdu her yanımız, köy kahvesine girer çay içerdik asla parada ödemezdik miniktik daha dedeniz derlerdi ziyadesiyle ödedi gülümserdik. Çocuktuk bakkala dalardık her şeyi alır veresiye yazdırırdık babam öderdi. 35 hektar alan, ağaçlar, 3 koca dağ evi ve tam 23 yıl. Her birini işlerken dedem, İbrahim abininde tek meşgalesiydi sanki… Dedem aramızdan tam 9 sene önce ayrıldığında daha bizimleydi İbrahim abi daha da bizimle olucak gibiydi. Bugün çocukluğumun yazlarının geçtiği o dağda, o ormanda bıkmadan usanmadan çocukluklarımızla uğraşan o adamı uğurlama günü. Yedi kuzenin yedisine de ağaçta ev yapan o adamı uğurlama günü. Hatırlar mısın büyük dallardan çok sağlam bir çadır yapmıştın bize tüm yaz içinde yaşamıştık büyüdük biz, unutmadık. İbrahim abiiii Bozdağ eksik artık. Huzur, huzur seninle olsun...